5 Mart 2012 Pazartesi

Şükran Moral ile Söyleşi...



Aykırı bir kişilik...Marjinalliği çoğu zaman yaptığı sanatın önüne geçebilen bir insan...İstanbul Casa Dell Arte'de gerçekleştirdiği “Amemus(Sevişme)” adlı performansından ötürü tehditler yağdırılarak ülkesinden resmen kaçırılan bir kadın sanatçı Şükran Moral...Bir Karadeniz kasabası olan Terme’de doğan ve eğitimine A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde devam eden Moral, buradan Roma’ya gidip Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdi. Sanatçı 1994’ten beri Türkiye'de ve dünyanın bir çok ülkesinde performans, video ve enstalasyon çalışmalarıyla bir çok kişisel sergi gerçekleştirdi. Moral, bizleri kırmadı ve Roma'dan sorularımızı cevapladı... Keyifli okumalar...

Openart-ist : Sanatınız dahilinde tüm ötekilerin aynası olmayı başarabilmek size nasıl duygular ifade ediyor?

Şükran Moral : Ötekileri anlatmak için lanetli bir yazar olan Jean Genet’i hatırladım. Delilik üstüne çalıştığımda amacım “deli” olma halinin toplumca nitelenmiş bir ruh hali olmanın ötesinde “ne var?” sorusunun cevabını aramaktı. Benim bütün yaptığım soruların cevabını aramak. İstanbul’u jinekoloji masasında bacaklarımın arasından seyrettirmek küstah bir ötekileri anlatma girişimiydi.

"Jinekoloji Masası" 1996

Hamamı, genelevini, akıl hastanesini ve morgunu anlatmakta...Mardin ‘in Keraşik köyünde 2010’da yaptığım “evli,üç erkekli” performans da ise üstüne kuma getirilen kadınların durumunu ironik biçimde dile getirince ben de o an “öteki” leşiyorum. O aynada kendilerini görenler irkiliyor bazen, görmek istemedikleri çok şey var orada.

"Evli,Üç Erkekli" 2010


Openart-ist : Türkiye’de çağdaş sanatın gidiş hattını nasıl görüyorsunuz?

Şükran Moral : Çağdaş sanatta büyük bir enerji var, olağanüstü düzeyde iyi sanat yapan sanatçılar giderek artıyor. Yalnız geçmişte olduğu gibi bugün de sanat tarihine malesef inanmıyorum. Sanat tarihini de yazanlar batılı beyaz adamlar. Kadın sanatçıların sayısı çok az hala. Bunun değişmesi için çalışmalı. Değişmeli. Türkiye de bazı önemli kurumlarda danışma kurumları var, bu isimler hiç değişmez. O avrupalı isimler bile hep aynı.

"Amemus" 2010

Openart-ist : Basında büyük yankı uyandıran, hatta ölüm tehditleri aldığınız için ülkeyi terk ettiğiniz yönünde haberler çıkan “Amemus “ performansınızla adeta ülkeyi ikiye böldünüz. O performanstan sonra aldığınız tepkileri öğrenebilir miyiz? Basının deyimiyle “ülkeyi terk etme”ye kadar götüren bu süreç nasıl gelişti?

Şükran Moral : Amemus performansımdan hemen sonra medyada linç yarışı başladı, tükürelim nidaları ile ortalığı çınlattılar. İşte bu işaret yazılarının doğal süreci olarak tehditler aldım. Kimsenin şüphesi olmasın bütün bunları en azından bir kitap haline getirmeyi düşünüyorum.
Genelde performans sırasında herşey olup biter ama bu kez gerçek performans sonar oldu, gerilim giderek arttı. Bu süreci şu anda çok anlatmak istemiyorum, ama cidden çok zor bir dönemdi.

Openart-ist : Sizi çok üzdüler,kırdılar ve belki de küstürdüler.Bunlara rağmen Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz ?

Şükran Moral : Bir sanatçı ülkesinden nasıl ayrı yaşayabilir? Bu konuyla ilgili bir çok iş yaptım, bunlardan birisi BÜLBÜL …İtalya da aile doktorum bana “vatanından ayrı kalan kişilere önerilecek ilaç olmadığını” söylediğinde hastalığımı anlamıştım. Kafeste bülbül kuşlarıyla birlikte yaptığım performansımı da bu nedenle yapmıştım. Tek taraflı bir aşk bile olsa asla terk etmeyeceğim, dönmeye hazırım.

"Bülbül" 2004

Openart-ist : Yurtdışındaki sergilerinizde Türkiye’de aldığınız tepkileri hiç aldınız mı? Çalışmalarınız hiç sansüre uğradı mı?

Şükran Moral : Yurtdışındaki olay abartılıyor. Her zaman söyledim burada da sansür var. Sansüre uğramadığım çok az oldu. Amerika’da bile sergimin ismine dahi müdahale etmişlerdi.

Openart-ist : İşleriniz her zaman cesur, her zaman tabuları yıkan konuları ele aldı. Bir Türk sanatçısının da gayet avangard işlerle dünya sanatında yer alabileceğini gösterdiniz ve göstermeye devam ediyorsunuz. Peki Şükran Moral’ın ilham aldığı isimler ya da takipçisi olduğunu sanatçılar kimler?

Şükran Moral : Sevdiğim sanatçılar her zaman değişiyor ama: Caravaggio, Gina Pane ve Brugel‘i çok severim.

Openart-ist : İstanbul sizin için neyi ifade ediyor?

Şükran Moral : İstanbul dünyanın en güzel şehri hala. Benim hayatım, atardamarım, aşkım, iIlham aldığım beni asla sıkmayan harika bir şehir. 18 yaşında ilk kez geldiğimde hayran kalmıştım ve bu hiç değişmedi. Yani kötü yapılaşma,sözde iyileştirme adı altında çok değerli görüntüyü silmeye çalışıyorlar. Çok yazık.

Openart-ist : Türkiye’de kadın sanatçı olmayı bir yana bırakırsak Türkiye’de sadece sanatçı olmanın getirileri ve götürüleri oldu mu?

Şükran Moral : Türkiye de sanatçı olmak hem zor hem de çok şanslı. Şehrin dinamiği sanatçı için büyük bir şans. İstanbul büyük bir turizm ve sanat cenneti olabilir.

Openart-ist : Bildiğimiz kadarıyla Roma San Lorenzo’da sanat çalışmalarınız devam ediyor. Şükran Moral tarafından bizleri ileriki zamanlarda ne gibi sürprizler bekliyor?

Şükran Moral : San Lorenzo da değilim artık. Bu sene yurtdışında sergilere katılacağım ama aynı zamanda yeni projelerim üstüne çalışıyorum.

Openart-ist : Openart-ist olarak zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz…

Şükran Moral : Çok mutlu oldum çook…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder