23 Mart 2012 Cuma

Elif Varol Ergen ile Söyleşi...


İlk kişisel sergisi “Incognito” ile dikkatleri üzerine çeken, Hacettepe Üniversitesi G.S.F. Grafik Bölümü Öğretim Görevlisi,İllüstratör,Sanatçı Elif Varol Ergen ile son sergisi,illüstrasyon ve sanat üzerine konuştuk...Keyifli okumalar...



Openart-ist : 
CDA-Projects galerisinde açtığınız ilk kişisel serginiz “Incognito” da konu olarak çocuk istismarının öncesi ve sonrasını ele aldınız. Bu bıçak sırtı konuya karar verme süreci nasıl gelişti?

Elif Varol Ergen : Konunun başlangıcı doktora tezimi hazırladığım yıllara uzanıyor. (2007-2009) Tez çalışması için çocuğun ruh dünyası ve soyut algısıyla ilgili araştırmalar yaptığım sırada medyada şiddet gören ve şiddet uygulayan çocuklarla ilgili haberler dikkatimi çekmeye başladı. Ebeveyn-çocuk çatışması, aile içi şiddet ve istismar haberleri o kadar çoğalmıştı ki bu durum beni çocuk psikolojisinin karanlık yönleri hakkında düşünmeye itti. İlk içerik ise annesini vuran bir kız çocuğun haberi ile şekillendi, küçük kız ve silah imgeleri çizimlerime bu haberden sonra dahil oldu. Sonradan konuyu biraz daha derinleştirip yetişkinlerin travmatik duygu durumları ve bu durumların neden olduğu şiddet olgusunu bozulan çocuk bedenleri üzerinden resimlemeye başladım. Incognito'da vurgulanmak istenen istismar konusunda sebep ve sonuç ilişkisini göstermek değil. Sergi düşsel evrende dönüştürülmüş ve başkalaşıma uğramış grotesk biçimler ve karakterler sunuyor.

Openart-ist :Çalışmalarınızın uygulama şekilleri birbirinden çok farklı. Akrilik,mürekkep,serigrafi,mono baskı ve dijital resimleme… En çok hangi tekniğe kendinizi yakın hissediyorsunuz?

Elif Varol Ergen :  Üretim aşamasında teknik zenginliği tercih ediyorum, bunlar yıllardır tekrarladığım ve üzerinde çalıştığım teknikler, gelecek projelerde de bu çeşitlilik devam edecek ama işlerin büyük bir bölümünü uzun bir süredir sıkça kullandığım manuel+dijital karışık teknik oluşturuyor.

Openart-ist : “Incognito” da dikkati çeken kırmızı siyah beyaz tonlar kullandınız. Genel olarak diliniz bu mu yoksa incognito konsepti dahilinde mi bu yola başvurdunuz? 

Elif Varol Ergen :  Renk paletinin oluşumu çok uzun bir süreç, bunun içinde deneysel işlerin ve özel ilgi alanlarının izleri var. Kırmızı ve siyah işleri daha agresif göstermek için çok uygun bir renk kombinasyonu ama bunlar sadece sergide değil öğrencilik yıllarımdan beri özel işlerimde vazgeçemediğim renklerdir. Önceki yıllarda çocuk kitabı ve ticari amaçlı tasarım çalışmalarında daha renkli paletler kullandığım da olmuştur.

Openart-ist : Grafik tasarım zeminli bir illüstrasyon sanatçısı olarak Türkiye’deki illüstratif hareketlenmeyi nasıl buluyorsunuz? Sizce yeterli mi?

Elif Varol Ergen :  Son yıllarda önemli bir hareketlenme görülse de bu işle uğraşan sanatçı sayısının ve ilginin hala az olduğunu görüyoruz. Zaten yapmak isteyen için sadece ilgi de yetmiyor çok fazla zaman ve emek isteyen bir iş. Herşeyden önce Türkiye’de profesyonel hayata atılma ve para kazanma gerekliliğinden dolayı illüstrasyon sadece arz ve talep dengesi üzerinden ilerliyor. Yani grafik ürüne dönüşmeden para etmiyor ve sanatsal bir söyleme evrilemiyor. Bu işi profesyonelce yaparak adını duyuran ve bunu gelire dönüştürebilen sanatçı sayısı da, bu alandan haberdar olan izleyici ve kolleksiyoner sayısı da oldukça az. Bu konuda genç illüstrasyon sanatçılarına üretim ve sergileme desteği verilmesi yani sponsorluk çok gerekli. 

 



Openart-ist :  Genç sanatçıların büyük bir çoğunluğu grafik çıkışlı. Sanatın içinde grafik tasarım dalının bu kadar yaygınlaşmasını hakkındaki fikirleriniz neler?

Elif Varol Ergen :  Bunu Kevin Robins ve Christiane Paul'un yaptığı gibi dijital teknolojilerin gelişimine ve yeni medyaya bağlamak mümkün. İmaj teknolojilerinin geliştirilmesi, internet sanatı, sanal gerçeklik, video, animasyon ve dijital enstalasyonlar "dijital sanat" kavramını ve üretimlerini beraberinde getirdi. Güncel sanatçılar için tüm bu grafik tasarım pratikleri yeni ifade teknikleri haline geldi. Doğal olarak Grafik Tasarım öğrenimi gören ve sanat alanında ilerlemeyi tercih edenler bu anlatıma çok kolay adapte olabildiler. Grafik öğrencilerinin sadece reklam piyasasına dönük olmadan iletişim ve sanat alanında daha geniş bir vizyonla yetiştirilmesi halinde yapabilecekleri sınırsız. Çünkü çağın anlatım tekniklerini çok iyi kullanıp dönüştürebilme yetenekleri var. Öte yandan pop ve underground akımların istilasını da unutmamak gerekir, her yönüyle grafik tasarım disiplininde varolan illüstrasyon, kaligrafi, graffiti, çizgi roman, karakter tasarımları vb.nin sanat dünyasını etkisi altına aldığı, üretimleri ve bakış açılarını etkilediği gözlemlenebilir.

Openart-ist : İnsanların illüstrasyonu halen resim ya da heykel kadar önemsememeleri bir nevi hafife almaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Elif Varol Ergen : İllüstrasyonu hala dilimize çevrilen kısıtlı tanımıyla, stilizasyon küçümsemeleri ile değerlendirdiklerini ve dijital çağla birlikte değişen sanat eleştirisinden habersiz olduklarını düşünüyorum. Bir yandan artık resim-heykel tanımlaması da azaldı, herşey güncel sanat başlığı içine giriyor.

Illüstrasyonun sanatsal bir söylem olup olmadığı artık tartışılmamalı, farklı kaynaklardan beslendiği ve ayrı bir evreni olduğu da unutulmamalı, örneğin 1980'lerin başından bu yana illüstrasyonu artistik bir ifade olarak ele alan Lowbrow akımların ortaya çıkışı aynı zamanda yüksek sanatın karşısında yer alan bir anti söylem olarak algılanmıştır. Dolayısıyla illustratif üretimlerin saygın ve elitist olma, bir esere dönüşüp müzede ya da kolleksiyonlarda yer alma çabası var sayılmaz, aksine bu eylemlere protesttir. Dünyada çoğu illüstrasyon çalışması underground pratiğinden ayrılmadan sanat eseri olarak kabul edilirken Türkiye'de bu pratiklere ve sanatçıya müdahale etmeden sergilemeyi kabul eden çok az sayıda galeri olduğunu da vurgulamak gerekir.
2011 Contemporary İstanbul'da "West Berlin" galerisinde sergilenen işleri ve sanatçılarının (başta Alias) gördüğü ilgi dikkat çekiciydi. Sokak sanatı bana gore her zaman sokakta kalmalı ama Türkiye'de illüstrasyona değer veren izleyici ve galeri sayısının artmaya başlayacağını umuyorum.

Openart-ist : Güzel sanatlar fakültelerinde sanat eğitiminin doyurucu bir şekilde verildiğini düşünüyor musunuz? Bir akademisyen olarak eğitim sistemi hakkındaki düşünceleriniz neler?

Elif Varol Ergen :  Türkiyede Güzel Sanatlar Fakültelerindeki eğitim sistemi şu sıralar sıkça tartıştığımız bir konu. Yeni medya, etkileşimli teknoloji ve bilişim kavramlarından uzak bir sanat eğitimi düşünmek artık imkansız, dolayısıyla mevcut klasik sanat eğitiminin çağın gerekliliklerini karşılamadığı fikrinde birleşiyoruz. Disiplinler arası paralellikler ve saydamlaşma bütünleşik bir sanat eğitimi gereksinimini işaret ediyor, örneğin fakültelerde seçmeli ortak ders sisteminin bile yetersiz kaldığını görüyoruz. Daha kökten, bölüm ayrımını ortadan kaldıran çerçevesiz bir eğitim sisteminin acilen gerekli olduğu söylenebilir.

Openart-ist : Sanatınız dahilinde ilham aldığınız ve takipçisi olduğunuz sanatçılar kimler?

Elif Varol Ergen : Takip ettiğim çok fazla isim var. Eski ve yeni dönem Uzakdoğulu sanatçılar ön sırada diyelim...

Openart-ist :İstanbul sizin için neyi ifade ediyor?

Elif Varol Ergen : Güzel ve ürkütücü şeyleri ve ailemi.


Openart-ist :Yeni bir sergiden çıktınız. Bundan sonraki projeleriniz ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Elif Varol Ergen :  CDA Projects ile çalışmalarımız devam ediyor, yurt içinde ve dışında seçkin sanat fuarlarına çok sık katılımı olan bir galeri, böylece sanatçıları için de üretim süreklilik kazanıyor. Ayrıca Ankara'da Fırat Engin ve Ekin Kılıç'la birlikte 2010'da oluşturduğumuz bir güncel sanat inisiyatifimiz var: Kitschen. Şu sıralar yeni bir proje üretim sürecine başladık. Kitschen ile yoğunlaştığımız konular başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin sanat gündemi, ayrıca şehrin kendisi! 

Gelecek günlerde işleri takip için adreslerimiz:
http://bubirkitschenetkinligidir.wordpress.com/ ve www.elifergen.com
Openart-ist : Openart-ist olarak zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz…

Elif Varol Ergen : Ben teşekkür ederim!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder